şeñli
Смотреть что такое "şeñli" в других словарях:
senli benli — sf. 1) Aşırı derecede samimi Senli benli davranışlarıyla, Turhan ın derlenip toparlanmak, ölçülü olmak için gösterdiği çabayı hiçe indiriyordu. N. Cumalı 2) zf. Aşırı ölçüde samimi olarak, teklifsiz bir biçimde Mal müdürü, vergi kâtibi, evkaf… … Çağatay Osmanlı Sözlük
senli benli olmak — 1) iç içe olmak, bütünleşmek Altı ay önce tramvaylar tuhafıma gitmişti. Bu sefer onlarla daha senli benli olduk. B. R. Eyuboğlu 2) aşırı ölçüde içten, teklifsiz olmak Salonda kahvelerini içerlerken senli benli olmuşlardı bile. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
T–V distinction — In sociolinguistics, a T–V distinction is a contrast, within one language, between second person pronouns that are specialized for varying levels of politeness, social distance, courtesy, familiarity, or insult toward the addressee. Contents 1… … Wikipedia
Tagawa Matsu — (田川松), or Weng shi (翁氏) (1601 1646), was the mother of Koxinga, a Chinese national hero, and Tagawa Shichizaemon (田川七左衛門), a servant to a Japanese feudal lord. She was a Nagasaki Japanese who lived most of her life in the coastal town of Hirado,… … Wikipedia
José Pardo y Sastrón — Saltar a navegación, búsqueda José Pardo y Sastrón Nacimiento 1822 Torrecilla de Alcañiz, Teruel … Wikipedia Español
José Pardo Sastrón — Nacimiento 1822 Torrecilla de Alcañiz Fallecimiento … Wikipedia Español
çeribaşı — is., tar. 1) Alay beyi 2) Çingene topluluklarının başı Çok iyi giyinmiş ve süslenmiş bir çeribaşının yanında, yalın ayak, pis gömlekli bir baldırı çıplak gidiyor ve çeribaşı ile senli benli görüşüyordu. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hazret — is., Ar. ḥażret 1) Yüce kabul edilen kimselerin adlarının başına saygı, övme, yüceltme amacıyla getirilen unvan Hazreti Ali. Hazreti Fatma. 2) mec. Adı söylenmeyen bir kimseden söz edilirken kullanılan bir söz Bilen bilir, kolay okunan yazar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
içli dışlı — sf. Gizli işi olmayan, apaçık, olduğu gibi, senli benli, aşırı teklifsiz En çok yurdumdan söz ettim / Doğayla, insanla içli dışlı. C. Külebi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller içli dışlı tanımak içli dışlı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
laubali — sf., Ar. lāˀubālī 1) Saygısız, çekinmesi olmayan O ilk gönderdiği laubali ve kaba haberi yumuşatmış. S. Ayverdi 2) Senli benli, teklifsiz Gelenlerden biri gülerek laubali bir tavırla ona yaklaştı. Y. K. Karaosmanoğlu 3) zf. Aşırı samimi bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
samimi — sf., Ar. ṣamīmī 1) İçten (duygu vb.) Sanatkâr, bizi söylediklerinin samimi olduğuna da inandırmalı. O. V. Kanık 2) Candan, açık yüreklikle davranan Diğerine gelince: Bu pek sıcakkanlı, pek samimi bir gençtir. M. Ş. Esendal 3) zf. İçli dışlı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük